Cem YıLMazZ Fan ClupPp..!!!

Resimleri

- Sinemada yaptığınız işlere eleştiri geliyor hep. G.O.R.A gösteriliyor, 'Çok küfür var', Hokkabaz çekiliyor, 'Çok gülmedik', A.R.O.G'un teaser'ı çıkıyor 'Çocuklar korkar bundan'... A.R.O.G'la ilgili nasıl tepkiler gelecek merak ediyor musunuz?

- Yaptığımız işler reaksiyon tabii. Mesela bazı tepkileri ilk 10 saniyede anlamakta güçlük çekiyorum. Sonra gülüyorum. Çünkü büyük resme bakınca, malın ne olduğu meydanda. O reaksiyon neden veriliyor hemen anlıyorsunuz. Mesela 'O ne ya siyah tişörtle gösteri yapıyor,' dedikten bir zaman sonra 'Çok güldük, ne komik ya,' diyen bir sürü insan tanıyorum.
Ama yapmaya yeltendiğimiz işin karşılığında çok güzel reaksiyonlar da alıyoruz. Bu işi seven bir sürü insan da var. Ben de zaten sevene yapıyorum bu işi. Ama sevmeyeni kazanmakla ilgili sıkıntım var. Sevmeyeni kazanmak istiyorum. Bazen bu, bir ticari çaba olarak algılanıyor. Ben öyle düşünmüyorum. Hani sanatçı sahneye çıkar gösterisini yapar, kimse gülmez sonra da beni anlamadılar tribine girer ya... Ona ben 'Başka bir yöntem dene,' derim, o zaman. Mesela Almanya'ya turne yapıyorsunuz üçüncü kuşak sizi izlemeye geliyor, tabii sizi anlamaz. Sizin onların anlayacağı dilde şakalar yapmanız gerek.

http://www.sabah.com.tr/pz/haber,1CD...9B9F97272.html

NALET OLSUN... PARODİLEŞTİRİLEN SOLCULUK

ALİ ŞİMŞEK
Bu haftalarda vizyona giren/girecek yerli filmler parodi ağırlığı taşıyor. Lafı doğrudan söylemek gerekirse; bu filmler 1991 sonrası Leman dergisinde, karikatürist Ahmet Yılmaz’ın öncülüğünde uçvermiş ve Cem Yılmaz ile yıldızını yaratan ‘Türklüğün Parodileştirmesi’ üzerinden dilini kuruyor. En basit anlamıyla bu tarz ‘Türkün Aklı’ üzerinden ‘biz adam olmayız’ı vurgulayan, çoğu alt sınıf, başta küçük esnaflık ve ‘mahallelilik’ alışkanlıklarını dalgaya almak üzerinden işliyor (yurdum insanı). Kulak arkası sigara, piknik tüp, çizgili pijama ya da ‘memleket neresi’ sorusu gibi... Bu alaycı tavır daha çok, ‘olduğu düşünülen’ bir uyumsuzluk üzerinden işliyor. Gani Müjde’nin Kahpe Bizans filminden, uzay gemisini mahalleli minübüs yöntemiyle yöneten Cem Yılmaz’ın GORA filmine ve onlarca reklama (Ala Turka) uzanan, kendimize dönük inançsızlığımızı (sinikliğimizi) kaşıyan lezzetli bir tarz. Cem Yılmaz son filmi AROG ile mahalleliliği uzaydan sonra Taş Devri’ne de taşırken, Gani Müjde Osmanlı Cumhuriyeti filmiyle aynı yöntemi tersten bir ulusalcığı da imtiyazlandırarak Osmanlı’ya uyguluyor. Yine Peker Açıkalın’ın Destere filmi çok tutmuş bir gerilim filmini h’leri söyleyemeyen Trakya köylülerine uyguluyor: Oyun üyle değil büyle oynanır!

Yukarıda bahsettiğimiz eğilime yeni parodileştirmeler de ekleniyor: Solun ve Kürtlüğün parodileştirilmesi… 5 Aralık’ta vizyona girecek MURO filmi, benzer parodi yöntemleriyle üretilen ama farklı bir yönü gösteren özellikler barındırıyor. Kurtlar Vadisi dizisi içinde yaratılan Muro karakteri “nalet olsun içimdeki insan sevgisine” sloganı, komikleştirilmiş devrimci söylemiyle ve Mao’ya Maho diyen Doğulu şivesiyle kısa sürede sivrilmiş; hatta tipten rahatsız olanlardan ‘bölücülüğü sevimlileştiriyor’ eleştirileri bile almıştı. Yapımcılar karakterin başarısını fırsat bilip hemen onu uzun metrajlı bir filme dönüştürüp (günümüze uyumsuz) 06 plakalı bir Murat 124’e de bindirivermişler. Böyle bir karakterin Kurtlar Vadisi gibi mafyöz, derin devlet ve milliyetçilik çağrışımı açık bir dizi içinden üretilmesi düşünmeye değer. MURO filminde başta ‘devrimci testislerim’ olmak üzere teorik ya da pratik (!) birçok Marksist argüman havada uçuşuyor; Leninist stratejiler tartışılıyor.

Solun parodileştirilmesinin popüler kültüre sirayeti 1986 sonrası bir döneme denk geliyor. Leman dergisinin öncesi Limon dergisinde yaygınlaşan entel adlandırılmasına kadar uzatılabilir bu tarih. Zaten aynı dönemler başta medya (Nokta ve Yeni Gündem) olmak üzere Ahmet Kaya’yı ve ‘bacı’ tanımlamasını da içine alan, başarısızlıklar ve eksiklikler üzerinden solu konuşmanın yaygınlaştığı bir dönem. Söz patlaması! Entel, içinde haklı nedenler ve yenilgi psikolojisi bulunduran sinik bir adlandırma olarak olarak 90’lı yıllara geldiğinde her yere yaygınlaşacaktır. Buraya aynı dönemde yaygınlaşan, başta Ahmet Altan romanları olmak üzere sterotip devrimciler dolu bir edebiyat patlamasını da eklemek gerekiyor.1991 sonrası Leman dergisinde ise entel tipinin yanına, pos Stalin [/B]bıyıklı, saftirik, örme kazaklı, kalın çerçeve gözlüklü ve parkalı tipler de eklenecektir. Bu tipin televizyonlara sıçramış ilk örneğini, Gani Müjde’nin senaryosunu yazdığı Hayat Bilgisi dizisinde ‘son tahlilde’ diyerek dirsek hareketi yapan, köyün delisi öğretmen tiplemesinde görmüştük.

İşte MURO filmi yıllar sonra aynı stratejileri, Kürtlüğe dönüştürerek devam ediyor. Kurtlar Vadisi içinden geri dönen bir hayalet gibi...

http://www.birgun.net/writer_index.p...action=catlist

KAHKAHA TUFANI!..

NTV Spor’da yayınlanan Not Defteri programına katılan Cem Yılmaz, NTV Spor müdürü Fuat Akdağ ile NTV Spor yorumcusu Rıdvan Dilmen’i esprileriyle yerlere yatırdı. İşte program öne çıkan diyaloglar…



Programın başında Cem Yılmaz’ın futbol temalı AROG filminden görüntülere yer verildi. Cem Yılmaz’a sürpriz olarak Ahmet Çakar ve Erman Toroğlu filmdeki pozisyonları yorumladılar.

Çakar pozisyonlar için “bu taş devrinde de olsa fauldür bunu vermeyen hakemin alnını karışlarım” dedi. Erman Toroğlu pozisyonlar için “faulün babası” dedi.

***

24 yıl önce futbolu bıraktım. Siz başlamamıştınız.

Cem Yılmaz, Rıdvan’a Dilmen’e takılıyor.

***

Cem Yılmaz : Rıdvan Hocam savunmacı kimdir?

Rıdvan Dilmen : Savunmacı geride oynayandır.

Cem Yılmaz : Libero kimdir?

Rıdvan Dilmen : En geride oynayandır.

Cem Yılmaz : Müjdat abi liberoydu sizin yanınızda, yanınızda derken arkanızda.

***

Cem Yılmaz : Ben Maldonado’nun hastasıyım, yatay oynuyor!

***

Cem Yılmaz : Bir gün Beşiktaş’la ilgili bir tartışma vardı, Beşiktaş’ın kondiksoyonu yok dediler bu o değil herhalde!

Elazığspor Başkanı Baki Aydın’ın kondisyon yoksa alırız açıklamasından sonra…



Erman Hoca, Maraton programında yorum yapıyor. Beşiktaş ortada kalan malları (puanları) topluyor. Stüdyoya dönüldüğünde Cem Yılmaz espriyi patlatıyor.

Bu hafta fikstürde mal durumu şu!

***

Cem Yılmaz’a 5-2’lik Arsenal mağlubiyeti sonrasında Takvim Gazetesi’nin attığı A.R.AG.O.N.E.S başlığı gösterildi. Bu manşet, Yılmaz’ın çok hoşuna gitti.

***

Cem Yılmaz bir ara NTV’de spor haberlerini sunan Burcu Esmersoy’a takıldı.

Evet Burcu söz sende, Hentbol sonuçlarını almak için Burcu’nun sırtına bağlanıyoruz.

***

Fuat Akdağ : NTV Spor’un gelişiminde Burcu’un katkısı çok fazla.

Cem Yılmaz : Kesinlikle sırttan bile bize bilgi verdi!

***

Cem Yılmaz : 50 yıl sonra farklı bir futbol izleyebiliriz.

Rıdvan Dilmen : Biz olmayız.

Cem Yılmaz : Babalar yapmayın, ben ayarlarım banttan izlersiniz.

http://www.maraton.com.tr/news.php?news_id=62817

Cem Yılmaz bu maçı bu kramponla alacak!



Cem Yılmaz yalnız oyunculuk, senaristlik ve mizahi zekası değil, işletmeci ve reklamcı zekası da A.R.O.G filminde zirvereye çıkmış görünüyor.


Cem Yılmaz'ın A.R.O.G filminde kullandığı uzaylıların getirdiği belirtilen özel futbol topu ve özel taş devri kramponları Adidas'ın İstinyepark magazasında sergileniyor ve büyük ilgi görüyor.

Cem Yılmaz yalnız oyunculuk, senaristlik ve mizahi zekası değil, işletmeci ve reklamcı zekası da A.R.O.G filminde zirvereye çıkmış görünüyor.

İstinyepark AFM sinemalarında Türk fimleri biribiriyle yarışyor ve kapalı gişe oynuyor. Sinemaseverler geçtiğimiz hafta sonu Gani Müjde'ni Osmanlı Cumhuriyeti, Çağan Irmak'ın Issız Adam filmine yer bulmakta zorlanırken, Mustafa filmi de hatırı sayılır miktarda seyirci çekmeyi başardı.

Ama bu filmlere bilet almak için sıraya girenlere yönelik ışıklı pano anonsu, gösterimde olan filmlerden daha çok ilgi topluyondu. "Cem Yılmaz'ın A.R.O.G filmi 5 Aralık'ta sinemalarda. İzleyebilmek için şimdiden biletinizi satın alabilirsiniz..."

Cem Yılmaz’ın büyük bir ilgiyle gösterime girmesi beklenen filmi A.R.O.G'un sinemalarda gösterilen fragmanında "Bu maçı alacağız" diyor. Ve realist olmak gerekirse bu sezon gösterime girip hasılat rekorları kıran tüm filmlerden G.O.R.A'ya ait olan rekoru kırmalarının acısını çıkartacak gibi görünüyor.

Çünkü İstinyepark'ın en az sinema salonları kadar ilgi çeken ve seyircileri kendine baktıran bir vitrini var: İstinyepark Adidas Shop. O vitrine olan ilginin nedeni de Cem Yılmaz.

Çünkü Cem Yılmaz'ın Yontmataş Devri’nde geçen filminde giydiği Adidas’ın 3 bantlı kramponları ve kullandığı özel futbol topu bu vitrinde sergileniyor.

Cem Yılmaz’ın filmde giydiği imzalı kramponu ile final sahnesinde kullanılan adidas’ın Yontmataş Devri’ne özel üç bantlı kramponu ve eskitilmiş Terrapass futbol topu, İstinye Park adidas shop’ta büyük ilgi görüyor.

Filmdeki futbol maçında giyilen el yapımı sandalet “kramponlar” adidas mağazalarının vitrinlerinde müşterileri bekliyor.

Velhasıl, Cem yılmaz bu maçı sadece Türk Telekom'un desteğinin yanı sıra Adidas'ın ayakkabı sponsorluğunun yardımı ile de almaya kararlı görüyor....

http://www.haber7.com/haber/20081128...nla-alacak.php

Gülmekten sunamadılar



Yüksel AYTUĞ

Fuat Akdağ, NTV ekranlarında yüzlerce program sundu. Rıdvan Dilmen ekranlarda yüzlerce kez yorumculuk yaptı. Ama ikili, NTV Spor'un Not Defteri programında Cem Yılmaz'ı ağırlarken meslek yaşamlarının en zor anlarını yaşadılar. Zira Cem'in birbiri ardına gelen espri salvosu nedeniyle Akdağ ve Dilmen gülmekten yaşaran gözleriyle, iki büklüm olmuş bir halde programı güçlükle tamamlayabildiler. Cem çok formdaydı. Özellikle yeni filmi A.R.O.G'un futbol sahneleri içermesi nedeniyle bir futbol programına yorumcu olarak katılmanın nasıl muhteşem bir promosyon fırsatı olduğunu o kıvrak zekasıyla iyi kavramıştı. Bir Maldonado'ya çaktı, bir Aragones'e yüklendi. Erman Toroğlu'nun "Beşiktaş bu hafta malı götürdü" cümlesine takılıp, ince bir değerlendirme yaptı. Cem'in esprilerinden o sırada aynı stüdyoda haberleri sunmak için hazırlık yapan spiker Burcu Esmersoy da nasibini aldı. Cem, "Burcu Hanım'ı tanımayan yok. Onun sayesinde ne kadar sporsever insanlarla tanıştık" dedi. Hayalinde İngiltere'yi 16-0 yenmek olduğunu söyleyen Cem Yılmaz, spor programlarında yaşananların komedyenler için önemli bir malzeme kaynağı haline geldiğini de belirtti. Fenerbahçeli taraftarların Kiev deplasmanına farklı amaçlarla gidebileceğini de ima eden muzip Cem, "Yani hepimiz takımımızı desteklemek için oradayız" deyince, Rıdvan Dilmen yüzünü elleriyle kapatıp, masaya kapaklandı, Fuat Akdağ ise sıradaki görüntüyü anons etmekte zorlandı. Ama espri bombardımanı bitmek bilmiyordu. Rıdvan, futbol kurallarının ancak 50 yıl sonra değişebileceğini söyleyip, "Ama biz göremeyiz" deyince, Cem espriyi patlattı: "O zaman banttan izlersiniz!.." Özetle; NTV Spor kanalı, Cem Yılmaz'ı konuk ederek milyonlarca dolarlık kampanyalara denk bir tanıtım yaptı. Cem Yılmaz, AROG'un en keyifli promosyonlarından birini gerçekleştirdi. Ekran karşısındakiler ise bir buçuk saatliğine bile olsa ekonomik krizi unutmuş olmanın keyfini yaşadı. Yani Cem çıkıp futbol yorumu yaptı, tüm takımlar kazandı!..

http://www.sabah.com.tr/gny/aytug.html

evet payLaşım xdStrasbourg Türk Sineması günleri

Fransa'nın Strasbourg kentinde Türk Sineması Günleri geleneği 20. yaşını kutluyor.

Bu sene 2008 yapımı 14 Türk filminin görücüye çıktığı etkinlik, Türk sinemasının yurtdışındaki en önemli organizasyonu sayılıyor. Festival kapsamında Cem Yılmaz'ın 'AROG' filmi Türkiye ile aynı tarihte gösterime girmiş olacak. Ayrıca aralarında Can Dündar'ın 'Mustafa' ve Nuri Bilge Ceylan'ın 'Üç Maymun' filmlerinin bulunduğu 13 yeni yapım ilk kez Fransız izleyicilerle buluşacak.

3 Aralık akşamı yönetmen Can Dündar'ın da hazır bulunacağı 'Mustafa' filminin gösterimi ile başlayacak olan etkinlikler, 30 Aralık tarihine kadar devam edecek. Her yıl ünlü oyuncu ve yönetmenleri Strasbourg Odyssee Sineması'nda bir araya getiren Sinema Günleri, bu kez Derviş Zaim, Özhan Eren, Reis Çelik ve Erol Babaoğlu gibi isimleri sinemaseverlerle buluşturacak.

Faruk Günaltay'ın sahibi olduğu Odyssee Sineması, 20 yılda 250'nin üzerinde Türk filminin gösterimine ev sahipliği yaptı. Türk Sineması Günleri'ni her sene yaklaşık 4 bin izleyici takip ediyor.

http://www.ihlas.net.tr/detail.asp?id=105053

Tutmayan ne, izlenmeyen hangisi?

CEM Yılmaz’ın ne kadar sevildiğini herkes biliyor, bu nedenle de TRT bayram boyu yayınlamak üzere, Türk Telekomdan “cmymz” bandını alıp yayına sürdü, ama olmadı. Tutmayacağını tahmin ediyordum, yine de bu kadarını değil... Bayram gecelerini dolduran tatsız-tekrar programlar arasında en azından ilk ona girer diyordum; bir gece 40’ları geçmiş, sonrasında 20’inci sıralardan da aşağıda... Kültürlü-paralı denilen AB grubu programı biraz izlemiş, genel izleyici neredeyse hiç bakmamış, beğenilmeyen Avrupa Yakası bile, Cem Yılmaz’ı yirmi sıra önde bitirmiş... İlk sorun, bu bandın piyasada satışta olması, ama DVD’leri AB grubu izliyor, halkın geneli değil... Gerçek olan TRT’nin izlenme alışkanlığını yitirmesi. Cem Yılmaz bile kurtaramıyor, hele son aylarda bazı şairlere, yazarlara eğlence programı yaptırılması, tek şarkılık ünlülere program teslim edilmesi işi ucuzlattı, izleyiciyi kaçırdı. Cem Yılmaz’ın o kadar gerilere düşmesinin nedeni bu...

Tuna SERİM

Kaynak:http://www.tercuman.com.tr

evettt dR
Zap'tiye


Ekonomik kriz kapıda... Terör belası başımızda... Trafik Canavarı pusuda... Deprem yanıbaşımızda... İçimizin kan ağladığı günlerde Cem Yılmaz'ın A.R.O.G.'u, Ata Demirer'in Osmanlı Cumhuriyeti, Şahan Gökbakar'ın Recep İvedik 2'si, Şafak Sezer'in Kolpaçino'su perdeye düşmek için geri sayımda... Güleriz, ağlanacak halimize...


Yüksel AYTUĞ
Kaynak:http://www.sabah.com.tr

Ünlü komedyen Cem Yılmaz'ın televizyon programı yapacağı konuşuluyor. Söylenenlere göre Cem, Ata Demirer ve Beyazıt Öztürk gibi gece geç saatlerde yayın yapacak. Programın tam içeriğinin ne olacağı ise yakında belli olacak.

Cem, İstanbul'u yeniden fethedecek
Yazın çıktığı turneden sonra sahneden uzak kalan Cem Yılmaz, gösterileriyle yeniden İstanbullu hayranlarının karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Ünlü şovmen hem Avrupa, hem de Anadolu yakasında sahne alacak. Yazın çıktığı turneden sonra sahneden uzak kalan Cem Yılmaz, gösterileriyle yeniden İstanbullu hayranlarının karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Ünlü şovmen hem Avrupa, hem de Anadolu yakasında sahne alacak.

İŞTE PROGRAM:
* 24-25 Aralık TIM Maslak Show Center

* 26-27 Aralık Bostancı Gösteri Merkezi

Kaynak : Sabah