Cem YıLMazZ Fan ClupPp..!!!

Arabaya merakı yokmuş!



Ünlü şovmen Cem Yılmaz, lüks otomobillere olan düşkünlüğü ile tanınıyordu. Ancak ünlü şovmen, arabalara merakının olmadığını söylüyor.

Habertürk'te yayınlanan Kısa Devre programının konuğu olan ünlü şovmen Cem Yılmaz, aldığı arabalar nedeniyle basında çıkan çeşitli haberlere göndermede bulundu. Geçtiğimiz aylarda basında çıkan haberlerde Cem Yılmaz'ın Porsche 911 Carrera satın aldığı ve bunun 90. otomobili olduğu yazılmıştı.

Stüdyoya getirilen minik arabalarla bir süre oynayan Cem Yılmaz, "Bu bende var, bu yok" diyerek espriler yaptı. Bugüne kadar satın aldığı lüks otomobillerle dikkatleri çeken Cem Yılmaz, buna karşın arabalara merakının olmadığını söyledi. Yılmaz, "Hiç merakım yoktur biliyor musun? Emin ol... Laf var, çünkü onu ben başlattım. Oto biyografi şakasından var. Hiç bir merakım yoktur. Tuhaf yani" diye konuştu. Cem Yılmaz, bilim-kurguya da merakının olmadığını ancak filmlerinde bilim kurgu ögeleri kullandığını anlattı. (Televizyon Gazetesi)

Cep pazarı numara taşıma ile hareketlendi

Özgür Çetin

Son dönemin en önemli olaylarından biri numara taşınabilirliği, cep telefonu pazarını hareketlendirdi.....

Üç operatör arasındaki rekabet reklamlara da sıçradı . Turkcell açıkhava reklamlarında numaranı taşı diyor ama reklamda görünen rakamlar 0, 5 ve 4. Doğrudan Vodafone'a bir gönderme yapıyor. Vodafone ise birkaç farklı şeyle birlikte tavuğun da üstüne basan genç bir insan figürü ile karşılık veriyor bu ilana. O da Turkcell'in tarife yumurtalayan tavuğuna gönderme yapıyor. Başlarda sessiz kalan Avea ise Cem Yılmaz'ı ve yeni filmi A.R.O.G'u kullandığı televizyon reklamlarında Turkcell'e gönderme yapmayı tercih etti. Reklamda Cem Yılmaz'ın Turkcell hattını Avea geçirdiği iması ile 053..'lu numara cümlesi geçiyor.....

http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji...99.asp?gid=234

Telefonunuz dinleniyor mu?

Telekomünikasyon İletişim Başkanı Fethi Şimşek'in, "Dinlenen telefondan cızırtı gelmez. Eğer geliyorsa, tesisatınızda bir arıza vardır" şeklindeki açıklaması şaşkınlık yarattı. Millet zaten cümbür cemaat "dinlenme paranoyası" yaşıyordu, şimdi iyice psikopata bağladı. Peki telefonunuzun dinlendiğini nasıl anlarsınız? İşte Yakından Kumanda'dan eşsiz bir kamu hizmeti daha:
Yöntem 1: Konuşmanın orta yerinde bir Cem Yılmaz esprisi patlatın. Üçüncü bir şahsın gevrek gevrek kahkaha attığını duyarsanız, anlayın ki dinleniyorsunuz. Zira Cem'in esprilerine bugüne kadar dayanabilen görülmemiştir!
Yöntem 2: Karşınızdakine "Bombayı bu akşam nereye koyacaktık?" diye sorun. Eğer, 5 dakika içinde kapınız polis tarafından kırılmazsa, telefonunuz dinlenmiyor demektir.

http://arsiv.sabah.com.tr/2008/11/12...815162A20.html

Cem Yılmaz varsa sorun yok



Cem Yılmaz markası, yer aldığı her ortamı ışıl ışıl aydınlatıyor. Eğer bir organizasyonun, kampanyanın içinde Cem Yılmaz ismi varsa, kolaylıkla önce medyanın, sonra halkın gündemine oturuveriyor. Hatırlayın, bu yıl CE-BİT Fuarı'ndan aklınızda ne kaldı? Robotun Cem Yılmaz'a doğru yürüdüğü ve bizimkinin korkup kaçtığı o sahne değil mi? Peki onca değerli yönetmenin kısa filmleriyle katıldığı Türkiye'nin Hatıra Defteri denilince aklınıza önce ne geliyor? Cem Yılmaz'ın babasının, ünlü denizci Sadun Boro'yu karşılamak isterken yaşadığı macera değil mi? Opet, Türk Telekom, Avea reklamı deyince ne hatırlıyorsunuz? Tabii ki Cem'in komikliklerini... Şimdi atv'de yayınlanacak Canım Annem dizisinin yapımcıları harika bir iş yapmışlar. Cem'i konuk oyuncu olarak diziye dahil etmişler. Görün bakın, ilk bölümü reyting listelerinde nasıl zirve yapacak. Yanlış anlaşılmasın. Dizinin akıbetini Cem belirlemeyecek tabii ki. Dizi hem senaryosu, hem tekniği hem de oyuncu karosuyla zaten zirve mücadelesi yapacak güçte. Ama işin içine bir de Cem Yılmaz markası katılınca... Demem o ki; ismiyle ya da cismiyle, içinde Cem Yılmaz olan her şey garantilidir!

http://arsiv.sabah.com.tr/2008/11/14...152A5B62C.html

Öööfffffffff

Peker Açıkalın'a söylenecek tek şey var: Öööffffffff! Ya çok pardon da bu şöhret aniden gelince sonra da çekip gidince insanların ayarı neden fena halde bozuluyor? Ne zaman gerçekleri görmek zorlaşıyor? Kişi iç görüsünü ne olunca kaybediyor? Öyle saçma sapan cümleler kurunca başları göğe mi eriyor? Bunların etrafında bir tane bile dobra adam neden barınmıyor? Hoş geldin Cem Özer yani.... Bakın Suadiye'de bir yerde çıkmış ortaya ve "Cem Yılmaz'a rakip mi oluyorsunuz?" sorusuna ne demiş eski Gaffur: "Ancak o bana rakip olabilir! Cem daha genç bir karikatüristken rol almak için yanımıza geliyordu..."

HOKKABAZ'DAKİ KİM?
Nerede o günler, o eski günler değil mi? İyi de adı üstünde eski! Cem daha genç bir karikatüristken! Sonra ne oldu? Cem Yılmaz çalıştı, hepimizin gönlünü kazandı ve Peker Açıkalın misali millete laf atmayıp iş yaptı! Sorarım size; şimdi bu sözleriyle Cem Yılmaz mı eksildi, kendisi mi? Sonra sıra Yılmaz Erdoğan'a gelmiş... Hem Yılmaz Erdoğan hem Cem Yılmaz için de "Onlar 'oyuncuyum' diyemiyorlar. Biri stand-up'çı, diğeri şair. Bense oyuncuyum" demiş. Amaaaaan! Peki Cem Yılmaz oyuncu değilse bizim 'Her Şey Çok Güzel Olacak'ta, 'Hokkabaz'da izlediğimiz neydi? Kimdi?.. Yılmaz Erdoğan oyuncu değilse biz kimin filmlerini, dizilerini izleyerek güldük, ağladık? Biri Peker Açıkalın'a başarının lafla değil işle geldiğini anlatsın lütfen! Bu tip konuşmaların sadece antipati yarattığını da eklesin... Sonra da Avrupa Yakası ve Gaffur olmasaydı hali ne olacaktı ve Gaffur'un üstüne ne iş yaptı bir de onu sorsun. Sevabına yani...

Ayşe Özyılmazel

http://arsiv.sabah.com.tr/2008/11/12...3B86C7AEA.html

Komedyenler mutsuzlar

25.11.2008

Cine 5'te yayınlanan 'Cine City'e katılan renk uzmanı Metin Yahya Üster, Cem Yılmaz ve diğer komedyenlerin siyah giymesini eleştirdi. Üster, "Cem Yılmaz ve diğer komedyenler ne kadar mutlu gözükseler de aslında iç dünyaları tahribat içinde, çocuklukları endişe içinde geçmiş. Sahnede yüzleri gülüyor ama gerçekte ağlıyorlar. Güçlüyüz demek için böyle giyiniyorlar." dedi


http://www.sabah.com.tr/gny/haber,14...A46202549.html

[b]Cem Yılmaz futbol yorumlarsa [/B

Komedyenden futbol yorumcusu olursa o program nasıl olur siz düşünün!.. İşte Cem Yılmaz'ın futbol yorumları;

Ünlü komedyen Cem Yılmaz futbol yorumcusu oldu. NTV Spor'da Rıdvan Dilmen'in Not Defteri programına katılan Yılmaz futbolla ilişkisini "Ben futbolu 24 sene önce bıraktım" diye açıkladı. Futbol üzerine yaptığı yorumlar ise programın sunucuları Rıdvan Dilmen ve Fuat Akdağ'ı zaman zaman gülme krizine soktu.

GİZLİ KALMASI GEREKEN SIRLAR

Fenerbahçeli olduğu bilinen Yılmaz "ben futboldan pek anlamam" diye konuşmaya başladı. Birçok şeyi programda öğrendiğini söyledi. "Fenerbahçe'nin 12 hafta boyunca 4 galibiyeti olduğunu burada öğrendim. Bunlar gizli kalması gereken şeyler... " diyerek programın ilerleyen saatlerinin ne kadar neşeli geçeceğinin sinyalleini verdi.

ARAGONES FENERLİ DEĞİL GALİBA

Yılmaz'ın Fenerbahçe üzerine yorumları ilerleyen dakikalarda da devam etti. "12. haftanın sonuna geldiğimiz şu günlerde biraz hareket istiyoruz herhalde... Taraftar o konuda düşünceli... Hoş Fenerbahçe taraftarı hep düşünceli olmaya alışık. Heyecanlı maç seyreden bir topluluğuz. Bir tane yeriz, bir tane atarız ama abimiz (Aragones) Fenerli değil galiba"

Rıdvan Dilmen Cem Yılmaz'ın esprisini devam ettirdi: "Çocukken Fenerbahçeli'ymiş"

BU HAFTA FİKSTÜRDE MAL DURUMU

Cem Yılmaz, programda yayınlanan Erman Toroğlu'nun görüntülerine de "anlamadım ben altyazısız yayınlandı" dedi. Görüntülerde Toroğlu "Beşiktaş malı götürdü" diyordu. Rıdvan Hoca "mal gol demek" diye açıkladı. Yılmaz'ın verdiği cevaptan sonra sunucular gülmekten birkaç dakika kendilerine gelemediler. Yılmaz "Yani şöyle mi yorum yapacağız. Bu hafta fikstürde mal durumu şu... Trabzon birinci...

İKİ PUANLIK GOLLER OLSA

Cem Yılmaz'ın futbol kurallarına ilişkin hayallerini de vardı. Mesela kale ölçüsününün artırılması, ceza sahasından atılan gol, iki puanlık gol gibi... "Hocam sizin hayaliniz ne?" diye Rıdvan'a sordu. Rıdvan ise "taç atışlarının ayakla kullanılmasını isterim..." diye cevap verdi.

FUTBOL HAYATI NASIL BİTMİŞ?

Ünlü komedyen oyun esnasında yaşadığı bir anısını da şöyle anlattı:

"Futbol dünyasından çok izleyenim oldu. Bir keresinde Rıdvan Dilmen izliyordu. Sahnede sakatlandım ben... Benim üzerime bir şımarıklık geldi. Bacaklarımı açtım ben. Spagat deniyor (Bacakları 180 derece açmak). Niye yaptım bilmiyorum. Seyirciye 'sen böyle bacaklarını açabilir misin?' dedim. Pat diye açtım. Ama sonra kapatamadım. Oyunun son 10 dadikası sağ bacağımı hissetmiyorum... Rıdvan abi izleyenler arasındaydı. Gel dedi, dön dedi. Burası mı dedi. Orası dedim. Bitti senin futbol hayatın dedi. Ben bir daha sahalara dönmedim... Adele yırtılmış... "

NİYE MAÇA GİTMİYOR?
Cem Yılmaz hiç maça gitmediğini söyledi. "Gidemiyorum çünkü benim yanım Bedri Baykam'ın yanında. Bedri abi de çok çekirdek yiyor" dedi. Bu arada Baykam'ın çekirdek yiyip kabuklarını nasıl attığının da taklidini yapıyordu.

FINISH PLEASE

Programda Rıdvan Dilmen de zaman zaman Cem Yılmaz'a taş çıkardı. O da anlattığı esprili anılarla kahkalara yol açtı.

İngiltere'ye milli maça gittik. 8-0 mağlup olduğumuz maç. Top kaleci Yaşar abide.. Atacak maç başlayacak. Hakem 'at' diyor atmıyor. 'At' diyor atmıyor. Hakeme en son "finish please" demiş... Kart yedi zaten...

CANLI OLARAK FIKRADA OYNADIM

Cem Yılmaz da bunun üzerine yine izleyicilerle olan bir anısını anlattı: "Trabzon'da sahneye çıktım. izleyicilerden birinin kulağında volkmen kulaklığı... Napıyorsun dedim. 'Bir dakika penaltı atılıyor' dedi. Karadeniz'e bir kere gittim. Baktım komedyene ihtiyaç yok, bir daha gitmedim. Benden daha komik insanlar var. Bir iki fıkrada da oynadım, canlı olarak oynadım... Havaalanına nasıl gideriz dedim, uçak havaalanına mı dedi?

Kaynak:http://www.internethaber.com

Asucum, haber için çok teşekkürler keşke izleme imkanım olsaydı, çok keyifliymiş Aragones ve Berdri Baykam esprileri Kısa Devre programında vardı, diğer konuşmalar da hoşmuş ama CANLI OLARAK FIKRADA OYNADIM bölümüne bayıldım

Güvenilen komedyenlere kar yağdı

FATİH ÖZGÜVEN
Kültür Sanat / 27/11/2008

Ata Demirer’i ilk kez Bülent Ersoy taklidi yaparken yakalamıştım. Tip olarak Bülent Ersoy’a benzemiyordu fakat böylesi daha iyiydi. Daha çok beyiyle birlikte eğlence programı yapan şarkıcı hanıma benziyordu. (Hani biri ötekinin yaptığı gafları anlatıyor öteki de buna gülüyor tarzı program.) Yüzünde mükemmel bir istihfaf ifadesiyle, Bülent Ersoy’un belli başlı silahı olan yelpazeyi şakırdatarak, sahne artistlerinin devlet büyüklerinden birebir kopya ettikleri ‘milli otorite’nin nefis bir parodisini yapıyordu. Daha sonra Ersoy bu konuda herkesden ileri gittiği için herhangi bir parodici de ona yetişemez oldu. Bugün artık Bülent Ersoy parodisi yapmanın bir anlamı yok. Demirer’in daha sonraki şişman çocuk varyasyonlarını ayrıca severim. Yuvarlak yüzünü bir smiley ikonu gibi kullanıp sadece kaşlarını oynatıp üst dudağını hafifçe kaldırarak sağladığı gayet ekonomik komik efekt mesela. Ama bunlar nihayet anlardır ya da olsa olsa küçük skeçler. Nasıl oluyor da, genelde Türk sineması, özelde de mesela ‘Osmanlı Cumhuriyeti’ gibi bir film bunların yanyana getirilmesi sonucunda komedi oyunculuğuna varılacağını sanıyor? Hele Ata Demirer’e art arda bir dizi Ata Demirer ‘smiley’si yaptığı takdirde bunun bir rol olacağını kim söylüyor?
Sonuna kadar katlanamadığım ‘Osmanlı Cumhuriyeti’nin sığ esprilerden daha büyük günahı belki bu; her duruma (cinsel, dinsel, politik, aşki) uyduğu zannedilen, aşağı yukarı birbirinin aynı Ata Demirer smiley’lerini art arda yapıştırdığınızda ortaya çıkanı komedi oyunculuğu diye yutturmaya çalışmak. En bilinçli ve ısrarlı örneği aynı isimli filmde görüldüğü için Recep İvedik Sendromu denebilecek bu anlayışta, söz konusu smiley jeneratörünün karşısındaki oyuncu da bir hiçe indirgenir. Çünkü onun o smiley’lere verecek bir cevabı, karşı ifadesi yoktur. O sadece söz konusu marka komedyenin smiley koleksiyonunu replikleriyle harekete geçirecek bir kukla görevi görür. Böylelikle mesela zavallı Vildan Atasever’in yetenekleri sadece bir smiley fitilleyiciliğine indirgenir. (İnternetteki smiley’lerde daha çok orijinalite imkânı var hatta; kaşını kaldırmış smiley’e karşılık yandan dilini çıkarmış olanını göndermek bildiğimiz komedi alışverişine daha yakın.)
Bu oyuncuların kullanımında vücutla ilgili herhangi bir komedi fikri de yok. Suratta olup biten şeyler vücutta tekrarlanmıyor. Şişmanlık bir ifade imkânı değil sadece kütle. Olsa olsa üzerine kıl yapıştırabilirsiniz. Bir zamanlar, gerçekten orijinal bir Türk sineması psikopatı olma yolundaki Peker Açıkalın’ın tekinsizce sırıtan iki sıra dişe indirgenmesinden ibaret olan ‘Destere’ rolü için de aynı şey geçerli. (Gerçek tekinsizlik için Öztürk Serengil’e bakmalı. Onun, televizyonun siyah-beyaz zamanlarında, kafasında sürreel bir perukla bir Yma Sumac şarkısına karaoke yaparak tutturduğu tuhaf dans Bayülgen’in yaptığı en iyi şey olan kaprisli diva taklitlerinin anası ve alasıdır.)
Korkum, hepsinin arasında en yeteneklisi olan Cem Yılmaz’ın da bir öbek Cem Yılmaz smiley’sine indirgemesi. ‘Gora’ya nazire olan ‘Arog’, fena halde Türkçe’deki ‘ha Ali-Veli ha Veli-Ali’ deyimini hatırlatması bir yana, ‘Gora’nın ince bıyıklı, briyantinli Cem Yılmaz’ının pes perdeden sesiyle daha da komik hale getirdiği repliklerle utanmaz adam mimiklerini
taş devrinde de aynen tekrarlayacağını düşündürüyor. Bu ses öylesine içselleştirilmiş ki, Cem Yılmaz artık aynısını tolkşovlarda da kullanıyor ve hangisi Cem Yılmaz, hangisi onun smiley’si anlaşılamıyor.
Herkes çok gülüyor ama bu yetenekli delikanlılara sadece fıkra değil birer ‘hikâye’ ve değişme ve gelişme arzeden ‘rol’ denen şeyden gerekiyor.

http://www.radikal.com.tr/Default.as...CategoryID=113

Cem Yılmaz futbol yorumcusu olursa...



NTV Spor'da yayınlanan 'Not Defteri' isimli programda Fuat Akdağ ve Rıdvan Dilmen'in konuğu olan ünlü komedyen Cem Yılmaz yaptığı esprilerle kırdı geçirdi.

Son çektiği AROG filminde futbolla ilgili sahneleriyle konuşulan Yılmaz, hafta sonu oynanacak Fenerbahçe-Beşiktaş derbisini gündeme aldı. Yılmaz, "Maç 0-0 başlar, Beşiktaş bir tane atar, Fenerbahçe hemen 2 tane atar ve 2-1 kazanırlar" derken, 'Şampiyon kim olur' sorusuna, "Hacettepe, çünkü çok kazandırıyor, 1'e 120 veriyor" diye yanıt verdi. Yılmaz, İngilizleri 16-0 yenmek gibi bir hayali olduğunu da sözlerine ekledi.

"BU HAFTA FİKSTÜRDE MAL DURUMU ŞU!"

Erman Toroğlu'nun, Maraton programında "Beşiktaş ortada kalan malları (puanları) topluyor" lafına esprili bir yanıt veren Yılmaz "Bu hafta fikstürde mal durumu şu!" dedi.

'SERGEN BEŞİKTAŞ'TA YOK DEĞİL Mİ?'

Fenerbahçe taraftarı olan Cem Yılmaz, takımla ilgili olarak, "Ben Maldonado'nun hastasıyım, adam yatay oynuyor" şeklinde bir yorum yaptı. "Bu adam geçen yıl var mıydı" diye Rıdvan Dilmen'e soran Yılmaz'a ünlü futbol yorumcusu, "Vardı ama yoktu aslında" diye yanıt verdi. Yılmaz, "Beşiktaş'ta kimleri biliyorsun" sorusuna ise, "Sergen yok değil mi? Baba Hakkı yok, bunlar yokmuş" yanıtıyla herkesi bir kez daha güldürdü.

En sevdiği deplasmanın Kiev olduğunu söyleyen komedyen Yılmaz, Fenerbahçe'nin son Şampiyonlar Ligi maçı için de, "Hepimiz Kiev'de olacağız kalbimiz Kiev'de atacak" diye konuştu.

HİÇ MAÇA GİTMEDİM

Hiç maça gitmediğini belirten Cem Yılmaz "Gidemiyorum çünkü benim yanım Bedri Baykam'ın yanında. Bedri abi de çok çekirdek yiyor" dedi.

İKİ PUANLIK GOLLER OLSA

Cem Yılmaz'ın futbol kurallarına ilişkin hayallerini de vardı. Mesela kale ölçüsününün artırılması, ceza sahasından atılan gol, iki puanlık gol gibi... "Hocam sizin hayaliniz ne?" diye Rıdvan'a sordu. Rıdvan ise "taç atışlarının ayakla kullanılmasını isterim..." diye cevap verdi.

ARAGONES FENERLİ DEĞİL GALİBA

Komedyen Cem Yılmaz'ın Fenerbahçe Teknik direktörü Aragones ile ilgili yaptığı espri herkesi gülme krizine soktu. Yılmaz "12. haftanın sonuna geldiğimiz şu günlerde biraz hareket istiyoruz herhalde... Taraftar o konuda düşünceli... Hoş Fenerbahçe taraftarı hep düşünceli olmaya alışık. Heyecanlı maç seyreden bir topluluğuz. Bir tane yeriz, bir tane atarız ama abimiz (Aragones) Fenerli değil galiba" dedi.

haberin videosu

http://www.sabah.com.tr/video_detay,...1222245~1.html

http://www.sabah.com.tr/haber,53C1E0...F58AD71C9.html

Cem Yılmaz'la kahkaha tufanı!



Türkiye'nin en komik isimlerinden Cem Yılmaz, NTVSpor'da kırdı geçirdi! Not Defteri programında Rıdvan Dilmen ve Fuat Akdağ ile futbol yorumları yapan Cem Yılmaz'ın güldüren yorumlarını Ajansspor.com sizler için derledi..

27 Kasım 2008

Ünlü şovmen Cem Yılmaz, NTVSpor'da Rıdvan Dilmen ile Fuat Akdağ'ın birlikte sundukları "Not Defteri" programına konuk oldu ve milyonları kahkaha krizine soktu!

Futboldan pek anlamadığını dile getirse de mizahı bakış açısı ile stüdyoyu ve ekran başındaki herkesi gülme krizine sokan Yılmaz'ın bu anlarını Ajansspor.com derledi.

İşte o anlar; VIDEO (16 ADET)

http://www.ajansspor.com/medya/genel...ha_tufani.html